EclectronSen yazmak:
Şahsen ben "yeter"
kendinden emin, dayanışma gerektiğinde hızla ortaya çıkabilir.
Aksine, bir felaket durumunda, kendisi için herkesten ziyade ortaya çıkan bir tutumdur.
Haklı olarak belirtildiği gibi
Sen-no-sentoplumlarımızın mevcut çalışma tarzı, dayanışmanın kaçınılmaz olarak bir çöküşten kaynaklanacağını düşünmeye meyilli değildir.
Sen-no-senSen yazmak:
Gerçekte endüstriyel toplumumuz insanlık tarihindeki en savunmasız sosyal varlığı oluşturur.
Dayanışmanın artık ifade edilmesine gerek yok, çünkü onun yerine başkalarına aşırı bağımlılığımızdan (tarihsel olarak, daha önce hiç ulaşılmamış bir düzeyde) kaynaklanan başka bir "dayanışma" biçimi geldi, ama şu gerçeğinden kaynaklanıyor: bu bağımlılık anonimdir, olduğu gibi algılanmaz, bu da güçlü bir bireysellik gelişimi ile fark ettiğimiz çelişkisizliği açıklar.
Dahası, bu kavramsal olarak (sizin ifade etmediğiniz, ancak altında yatan) ekonominin yabancılaşmasının (insanlar arasındaki ilişkiyi ve nesneler arasındaki ilişkiyi oluşturan) ortadan kalkması fikrini varsayar. Ekonomi ve özel kategorileriyle aynı zamanda, insanlık yoksun bırakılacağı bir özsellik biçimine geri dönecekti. Açıkçası, gerçekliğe karşılık gelmeyen Platonik bir fikirdir: Kendi içinde, dışavurumunu engelleyecek bir yabancılaşmayı tahliye ederek "yeniden keşfetmenin" yeterli olacağı bir insan özü yoktur. Geçmişte başka yabancılaşmalar da olmuştur ve bir yabancılaşmanın temel özelliği, asla böyle açık bir şekilde görünmemesidir. Bir özgürleşmenin, toplumsal ilişkilerin türünün ve "doğa ile metabolizmanın" bilinçli bir seçiminden geçtiği sonucuna varıyorum.
Marx.
Daha önce de söylediğim gibi, önemli bir soru kronolojidir: ya sistemik çöküşü bekliyoruz ve bu koşullar altında entelektüel kaynakları uygulamak çok zor olacak ya da hala yaygın bir krizden faydalanıyoruz, olası çatallanmalarda çok daha zengin ...
Her halükarda, bir çöküşü, bizi toplum olarak yapılandıran psişik kategorilerin aniden ortadan kalkmasından kaynaklanan şaşkınlıktan başka bir şeyin taşıyıcısı olarak algılamıyorum. Kıyamet, Yunanca'da etimolojik olarak "örtünme" veya "vahiy" anlamına gelir, ancak bu bizim kollektif körlüğümüzden kaynaklanacaktır.