Ahmed yazdı:Lilian007, Fransa'dan ve "bin yıllık tarihinin değerleri ve adetlerinden" bahsediyorsunuz. Çerez kesici formüllerle kandırılmamalıyız: Fransa'dan gerçekten spesifik bir varlık (şüpheli) olarak bahsedebildiğimiz kadarıyla, "değerleri" ve gelenekleri çeşitliydi, bazen çok kısa aralıklarla, zamanla. Örneğin, demokratik yönü, mali oligarşinin iktidarı ele geçirmesiyle nasıl bağdaştırılır? Sosyal eşitsizliğin bir Fransız değeri olduğunu düşünüyor musunuz?
Kelime oyunu ve küçümseme olmadan amed Sanırım biraz "yerin üstündesiniz", felsefi bakış açınızı anlıyorum ama "artık ona bağlı değilim" çünkü gerçeklik oldukça farklı.
Demokrasi cumhuriyetin kuruluşundan bu yana zayıfladı (aslında 2'si Fransız devriminden bu yana birbirine bağlandığından beri), sanayileşmenin (III. Rep) ve ihtiyaçların ortaya çıkmasıyla da kötüleşti. Sanayiye bağlı daha fazla ticaret ve kişi başına daha fazla enerji ihtiyacı (zor yaşam koşullarından kaçma arzusuyla bağlantılı).
Sadece teorik bir fikir olma riski altında yapmak istediğiniz gibi daha da ileri giderek, maliye demokrasilerin değil erkeklerin iradesini takip etti, demokrasi, her türden özgürleşmeyi içeren liberalizmin sınırlarının bir kurbanıdır. düşünce ve herhangi bir özgürlük biçimi ve doğal olarak sermayenin serbest mübadelesi.
Bazılarının gözünde Fransa'nın belirli bir varlık olmaması çok üzücü çünkü Fransa bakir bir ülke değil, size hatırlatırım ki, bir geçmişi, gelenekleri, onu şekillendiren bir dini, coğrafya....
Ardından soru geliyor ... Örneğin, demokratik yönü finansal oligarşinin iktidarı ele geçirmesiyle nasıl bağdaştırılır?
Cevabım: demokrasi evrensele yöneliyor ve özünde liberal hale geldi, bu nedenle daha az hümanist bir rejime geri dönmeliyiz ... göç akışını azaltmalı, demokrasinin kökenine geri dönmeliyiz ... halkın, halkın ve halkın gücü, yani tarihimizin temel değerine geri dönme ...
İşte entelektüellerin kendi paradokslarına ulaştıkları yer burasıdır ... hümanist olmakla birlikte küreselci olmamak, hümanist olmak ve Fransa'nın varlığını, Napolyon ve Vichy rejimi de dahil olmak üzere tarih boyunca liderlerinin varlığını tanımak ...
Kendi adıma, her şeyden önce, laik bir cumhuriyet olan Fransa'nın değerleriyle ve bizi eşsiz bir halk haline getiren tarihi ile katı demokrasiden yanayım;)